Makinenin Dişlilerinde Beden: İktidarın Diyagramları

Bu kolaj, farklı sahneleri tek bir diyagramda birleştirerek iktidarın bedensel ve duyusal katmanlarda nasıl çalıştığını gösterir. Halat, denetimin ilişkisel ağını; televizyon, gösterinin dolaşımını; bıçak, çıplak şiddetin her an devreye girebileceğini; sürü ise itaatin toplu biçimini işaret eder. Debord’un gösterisinden Foucault’nun mikro-iktidarlarına, Deleuze’ün modülasyon ve denetim toplumu fikrine; Hardt & Negri’nin ağsal egemenliğine uzanan çizgide beden, yalnızca maruz kalan değil, ritmini geri aldığında bağları çözebilen bir faildir. Görünen imgeler birer “düğüm”: çözmek, ritmi ve sözü geri almak demektir.


“Devranın Başına Çöken Halka”

Halkanın bitimsiz dönüşü, hızın düşüncenin yerini alışını simgeler. Deleuze’ün denetim toplumunda kimlik modülasyondur; Negri & Hardt’ın ağlarında üretim ile şiddet aynı devranda akıtılır. Dönüş hızlandıkça yön kaybolur; hareket, eylem zannedilir. Kaçış çizgisi, devri yavaşlatıp ritmi geri almaktan geçer.

“Devranın Başına Çöken Halka” – Sürekli devridaim, yönü siler; ritmi geri almak özgürleşmenin eşiğidir. (İllüstrasyon: Sevim Aydın.)

“Bıçağın Altındaki Sürü”

Debord’un gösterisi sürüyü uyuşturur, ama bıçak her zaman görünmez bir planın parçasıdır. Foucault’nun “çoban iktidarı” burada hem koruyucu hem de kurban edici bir eldir. Deleuze-Guattari’nin “sürü/kaçış hattı” ayrımı: Sürü, çizili yolda kalır; kaçış hattı, bıçağın gölgesinden çıkacak cesareti örgütler. Korku, itaatin hızlandırıcısıdır.

“Bıçağın Altındaki Sürü” – Görünen güven, görünmeyen keskiyi taşır; çıkış, sürüden değil çizgiden geçer. (İllüstrasyon: Sevim Aydın.)

“Kulaktan Düğümlenen Yüz”

Bedene işleyen disiplin, önce duyuda başlar. Duyduğumuz şey, düşündüğümüz şeyi şekillendirir; Foucault’nun “itiralı özne”sinden Deleuze’ün “modülasyon”una, özne kulaklarından çekilerek konuşur hale getirilir. Negri & Hardt’ın çokluğu gibi öfke üretken olabilir; ancak ip çözülmedikçe dil de bakış da başkasının kalıbında kalır.

Kulaktan Düğümlenen Yüz
“Kulaktan Düğümlenen Yüz” – Duyulanın gövdeyi bükmesi: İpi çözmek, sözü geri almak demektir. (İllüstrasyon: Sevim Aydın.)

“Televizyonu Saran Düğümler”

Görsel, medyanın yalnızca içerik değil, aynı zamanda ilişki ve iktidar örüntüsü olduğunu hatırlatır. Foucault’nun “iktidar ağları” gibi, mesaj değil bağın kendisi bedeni sarar; Deleuze’ün denetim toplumu, ekrandan değil çevreleyen iplerden çalışır. Debord’un gösterisinde görünen şey, görünmeyeni—bağlanmayı—örtmek için parıldar. Düğüm, izleyicinin arzusu ile ölçüm/reyting/algoritma arasında kurulan bağı temsil eder.

Eski tip bir televizyonu kuşatan kalın halatlar; uçlarında mekanik bıçak benzeri başlıklar var, ekranın merkezinde düğüm atılmış.
“Televizyonu Saran Düğümler” – Medya yalnızca göstermez, bağlar; düğüm çözüldükçe izleyici özgürleşir. (İllüstrasyon: Sevim Aydın.)

Son Makaleler

spot_imgspot_img

Related articles

Leave a reply

Please enter your comment!
Please enter your name here

spot_imgspot_img